· Bize Yazın  
Bulutsu
Evrenin HaritasıGüncel HaberlerGezegen AvıSoluk Mavi NoktaBulutsu GözlemeviGökbilim Terimleri SözlüğüGünün Gökbilim Görüntüsü
 
Yabancı Dünyalar Üzerindeki Yanardağları Seçebilir Miyiz? Gökbilimciler "Evet" Diyor.

7 Eylül 2010

-

Cambridge, Massachusetts / ABD - Yanardağlar doğanın korkunç gücünü gösteren ender olaylardan biridir. Bu yılın başlarında İzlanda'daki bir yanardağdan gelen küller, kuzey Avrupa'nın büyük bir bölümünde hava trafiğini aksatmıştı. Oysa ki kısa bir süre önce gerçekleşen bu patlama, Jüpiter'in uydusu ve güneş sistemimizin en volkanik cismi olan Io'nun hiddeti yanında sönük kalır.

Artık uzak yıldızların etrafında dolanan kayalık dünyalar bulmaya başlayan gökbilimciler, şimdi akla uygun bir sonraki soruyu soruyorlar: Bu dünyalardan herhangi birinde yanardağlar mevcut mu? Ve eğer mevcutsa, bunları tespit edebilir miyiz acaba? Harvard-Smithsonian Gökfiziği Merkezi'nde görev yapan kuramcıların yaptıkları çalışmalar ikinci soruya verilecek yanıtın şartlı bir "evet" olacağını gösteriyor.

Smithsonian gökbilimcisi Lisa Kaltenegger "dünyayı yerinden sarsacak bir şey, havaküreye çok miktarda gaz boşaltacak bir patlama gerek" diyor ve ekliyor "James Webb Uzay Teleskobu'nu kullanarak en yakın yıldızlarda Pinatubo'nun 10 ila 100 katı büyüklüğünde bir patlamayı tespit edebiliriz".

Gökbilimciler hali hazırda yabancı bir dünya veya güneşdışı bir gezegenin yüzeyini görüntülemekten onlarca yıl uzaklar. Bununla birlikte, bilim insanları birkaç örnekte "sıcak Jüpiter" olarak bilinen gaz devlerinin havakürelerini tespit etmeyi başardılar. Patlamalar havaküreye duman ve çeşitli gazlar gönderir; bu nedenle kayaç bir güneşdışı gezegende meydana gelecek volkanik bir faaliyet havakürede kendisini ele verecek bir iz bırakabilecektir.

Kaltenegger ile Harvard'dan çalışma arkadaşları olan Wade Henning ve Dimitar Sasselov, hangi volkanik gazların tespit edilebileceğini araştırmak için Dünya benzeri güneşdışı bir gezegende Dünya'nın bugün mevcut koşullarında meydana gelen patlamalar için bir model geliştirdiler. Çalışmaları sonucunda çok büyük çapta, patlamalı bir püskürmeden yükselen kükürt dioksitin tespit edilebilmesinin imkânlar dahilinde olduğunu, çünkü patlama sırasında bu gazın çok miktarda üretildiğini, havadaki temizlenmenin ise çok yavaş gerçekleştiğini buldular.

Konuyla ilgili olarak Kaltenegger şunları söylüyor "Yabancı bir dünyadaki yanardağlardan alacağımız ilk kokular epey bir aşama yaratacaktır. Güneşdışı bir gezegende meydana gelen yanardağ fışkırmasını izleyebilmek, kayalık dünyalar arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları gözlerimizin önüne serecektir".

Filipinler'deki Pinatubo Dağı'nda 1991 yılında meydana gelen püskürme, Dünya yüzeyinden 9 ila 48 kilometre yukarıda bir hava tabakası olan katyuvar içerisine 17 milyon ton kükürt dioksit fışkırtmıştı. Yazılı tarihte meydana gelen en büyük yanardağ püskürmesi olan 1815 tarihli Tambora hadisesi ise bundan yaklaşık 10 kat daha güçlü bir biçimde meydana gelmişti.

Böyle devasa püskürmeler sık sık meydan gelmez; bu nedenle de gökbilimciler böyle bir tanesini meydana geldiği sırada yakalayabilmek için Dünya büyüklüğündeki pek çok gezegeni yıllarca gözlemlemek durumunda kalabilirler. Öte yandan, eğer yabancı dünyalar volkanik olarak Dünya'dan çok daha etkin durumdaysalar başarılı bir gözlem ihtimali artacaktır.

Henning şunları söylüyor "Tambora büyüklüğündeki bir püskürme buralarda çok sık meydana gelmez; ancak daha genç veya Io'ya benzer olarak güçlü gelgit etkileri bakımından daha etkin bir gezegende böyle püskürmeler sıradan bir durum olabilir. Bir kere püskürme tespit ettiğinizde, başka gezegenlerde püskürmelerin daha sık meydana gelip gelmediklerini öğrenebilmek için izlemeye devam edebilirsiniz".

Gökbilimciler volkanik kükürt dioksiti tespit edebilmek için ikinci tutulma olarak bilinen ve güneşdışı gezegenin Dünya'dan bakıldığında kendi yıldızının arkasından geçmesini gerektiren bir yönteme güvenirler. Yıldız ve gezegenden gelen ışığı toplayıp, (gezegen yıldızın arkasında gizliyken) yıldızdan gelen ışığı bundan çıkaran gökbilimciler yalnızca gezegenden gelen sinyali elde etmiş olurlar. Daha sonra da bu sinyal içerisinde belli kimyasal moleküllerin izlerini ararlar.

Güneş benzeri bir yıldız için en iyi ihtimal senaryosunu, yakınlığından dolayı Alfa Erboğa yıldızının yörüngesinde dolanan farazi bir dünya veya süper büyük bir dünya sağlayabilir. Alınabilecek en iyi sinyal, Güneşimize yakın bir konumda bulunan küçük bir yıldızın çevresinde dolanan süper büyük bir dünyadan gelebilir. Ancak 30 ışıkyıllık sınır içerisinde yer alan Dünya benzeri herhangi bir gezegen, James Webb Uzay Teleskobu ile incelendiğinde yanardağ faaliyetleri ile ilgili zayıf sinyaller gösterebilecektir.

cizgi

Bu makale "http://www.cfa.harvard.edu/news/2010/pr201014.html" adresinden çevrilmiştir.

© Gezegen Avı (Planet Quest) sitesinde yer alan tüm makale, haber ve görsellerin - aksi belirtilmedikçe - telif hakları Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü / Jet İtiş Gücü Laboratuvarı (JPL)'na aittir.
Çeviri ve Düzenleme
Murat TUNÇAY - Tahir ŞİŞMAN
Site Meter