· Bize Yazın  
Bulutsu
Evrenin HaritasıGüncel HaberlerGezegen AvıSoluk Mavi NoktaBulutsu GözlemeviGökbilim Terimleri SözlüğüGünün Gökbilim Görüntüsü
 
Küçük Bir Teleskop Uzun Bir Yol Katetti

3 Şubat 2010

-
NASA'nın Hawaii/ABD'deki Mauna Kea Dağı zirvesinde yer alan Kırmızı Ötesi Teleskop tesisi. Telif Hakkı Ernie Mastroianni

NASA'da çalışan gökbilimciler, başka yıldızların çevresinde dolanan Dünya benzeri gezegen avında küçük bir teleskobun devasa soruların üstesinden gelebileceğini başarıyla gösterdiler. Ekibin bugün Nature dergisinde yayımlanan çalışması, yer temelli gözlemevlerine güneş sistemimizin ötesinde yer alan yıldızların yörüngesinde dolanan gezegenlerde bulunan yaşam öncesi veya yaşama ilişkin moleküllerin araştırılmasında yıllar geçtikçe hızlanma vaat eden yeni bir araç sağlamakta.

Bu bilim insanları, yaklaşık 63 ışıkyılı uzaklıkta yer alan Jüpiter büyüklüğünde bir gezegenin havaküresinde bulunan organik bir molekülün tespit edilmesinde, görece küçük, yer temelli bir teleskobun kullanıldığı yeni bir tekniği açıkladılar. Yapılan ölçümler, yer temelli bir gözlemevinde daha önce benzeri görülmemiş bir başarı göstererek, güneşdışı gezegenin havaküre bileşimi ve koşullarına dair pek çok ayrıntıyı ortaya çıkardı.

Şaşırtıcı bu yeni keşif, NASA'nın Hawaii'deki Mauna Kea Dağı zirvesinde bulunan ve 3 metre çapındaki teleskobu ile yer temelli teleskoplar arasında 40. sırada yer alan, 30 yıllık yaşlı ve saygıdeğer Kırmızı Ötesi Teleskop Tesisi'nden geldi.

Yeni yöntem, daha önce yalnızca çok başarılı birkaç uzay teleskobu ile mümkün olabilen gezegen havakürelerinin incelenmesine yönelik çalışmaların yerden de yapılabilmesine imkân sağlayarak, araştırmaların hızlanabilmesini vaat etmektedir. NASA'nın Pasadena/Kaliforniya - ABD'de yer alan Jet İtiş Gücü Laboratuvarı'nda gökbilimci olarak görev yapan baş yazar Mark Swain, "Bu çalışma, elverişli gözlem imkânı sağlandığında mevcut aygıtları kullanarak kayaç gezegenlerin havakürelerinde organik moleküller tespit edebileceğimiz izlenimini uyandırıyor" diyor. Bu da güneşdışı gezegenlerin havakürelerine odaklanmış araştırmalar üzerinde hızlı ve ekonomik ilerlemelere imkân vererek, sürekli büyüyen güneşdışı gezegen kadrosunu hızla daha iyi anlayabilmemizi sağlayacaktır.

Swain konuyla ilgili olarak şunları söylüyor "Göreceli olarak küçük ve yer temelli bir teleskop kullanmış olduğumuz gerçeği çok heyecan verici; çünkü bu durum yerdeki daha büyük teleskopların bu yöntemi kullanarak kayaç güneşdışı gezegen hedeflerinin özelliklerini saptayabilecekleri anlamına geliyor".

Halihazırda, 400'den fazla güneşdışı gezegen bulunmuş durumda. Çoğunluğu Jüpiter gibi gazdan oluşuyor; ancak bazı "dev Dünyaların" büyük kayaç gezegenler olduğu düşünülüyor. Bizimki ile aynı büyüklüğe sahip ve kendi yıldızından bizimki ile aynı uzaklıkta bulunan gerçek bir Dünya benzeri gezegen henüz keşfedilemedi. NASA'nın Kepler Uzay Teleskobu halen uzaydan bunu araştırıyor ve üç buçuk yıllık ilk görev süresi sonunda Dünya benzeri birkaç gezegen bulması bekleniyor.

11 Ağustos 2007'de Swain ve ekibi, kırmızı ötesi teleskoplarını Tilkicik (Vulpecula) Takımyıldızı içerisinde yer alan Jüpiter büyüklüğündeki sıcak gezegen HD189733b'ye çevirdiler. Bu gezegen, Güneşimizden biraz daha soğuk ve küçük olan K sınıfı bir anakol yıldızının çevresindeki yörüngesini 2,2 günde tamamlamaktadır. HD189733b, güneşdışı gezegen biliminde daha şimdiden aralarında uzay teleskopları kullanarak su buharı, metan ve karbondioksit tespit etmenin de bulunduğu çığır açıcı ilerlemeler sağladı. Gökbilimciler, bu yeni tekniği kullanarak ışığı bileşenlerine ayırıp farklı kimyasalların ayırt edici tayf izlerini ortaya çıkaran bir tayfçeker yardımıyla, HD189733b'nin havaküresinde bulunan karbondioksit ve metanı başarılı bir şekilde tespit ettiler. Ekibin en önemli başarısı, Dünya havaküresindeki değişkenliklerin neden olduğu sistemli gözlem hataları ile hedefini takip eden teleskop sisteminin hareketinden ileri gelen dengesizlikleri ortadan kaldıracak yeni bir ayar yöntemi geliştirmek oldu.

NASA'nın Kırmızı Ötesi Teleskop Tesisleri'nde destek elemanı olarak görev yapan ve yapılan bu ölçümlerde kullanılan SpeX tayfçekerini imal eden bilim insanı John Rayner, konuyla ilgili olarak "Bu çalışmanın bir sonucu olarak, şimdi uygun donanıma sahip olsa da görece küçük olan yer temelli teleskopların güneşdışı gezegenlerin özelliklerini ortaya çıkarabilme yeteneğine sahip olmaları gibi heyecan verici bir olasılığımız var" diyor ve devam ediyor "Bazı günler teleskopla Güneş'i bile göremeyiz; şimdi 63 ışıkyılı ötede yer alan güneşdışı bir gezegenin tayfını elde edebileceğimiz gerçeği ise insanı hayretler içerisinde bırakan bir durum".

Yapılan gözlemler sırasında ekip HD189733b'nin gündüz yüzünde kırmızı ötesi dalga boyunda beklenmedik ölçüde parlak bir metan salımı keşfetti ki, bu da gezegenin havaküresinde meydana gelen bir tür etkinliğe işaret ediyor. Swain, kafa karıştırıcı bu özelliğin gezegenin bağlı olduğu yıldızdan gelip gezegen havaküresinin üst kısımlarına çarpan mor ötesi ışımanın etkileri ile bağlantılı olabileceğini, ancak daha detaylı bir araştırma yapılması gerektiğini söylüyor ve ekliyor "Bu özellik, güneşdışı gezegenlerin havakürelerini inceledikçe bizi bekleyen sürprizlerin bir göstergesi".

Swain, "Bu yöntemin kullanılacağı birincil hedef, bu ve diğer güneşdışı gezegenlerin havaküre özelliklerinin -Dünya'da yaşamın evrimi öncesi mevcut olanlara benzer olarak- organik ve bir ihtimal yaşam öncesi molekülleri de içerecek şekilde" daha ayrıntılı olarak incelenmesi olduğunu söylüyor ve devam ediyor "Biz görevi üstlenmeye hazırız". Diğer bir başlangıç hedefi de "dev Dünyalar" olacaktır. Swain, bu tekniğin NASA'nın Hubble, Spitzer Uzay Teleskobu ve gelecekteki James Webb Uzay Teleskobu'ndan gelecek gözlemlerin yaratacağı sinerji ile birlikte "dev Dünyaların özelliklerini belirlemek açısından mükemmel bir yöntem sağlayacağını" belirtiyor.

cizgi

Bu makale "http://www.jpl.nasa.gov/news/news.cfm?release=2010-038" adresinden çevrilmiştir.

© Gezegen Avı (Planet Quest) sitesinde yer alan tüm makale, haber ve görsellerin - aksi belirtilmedikçe - telif hakları Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü / Jet İtiş Gücü Laboratuvarı (JPL)'na aittir.
Çeviri ve Düzenleme
Murat TUNÇAY - Tahir ŞİŞMAN
Site Meter